Son birkaç gündür korku ve gerilim türündeki filmleri tek başına izleme cesareti kazanmış biri olarak izlediğim kore yapımı 8. gece isimli filmdeki; son sahnelerin içerisinde geçen bir kelime üzerine olan düşüncelerimi paylaşmak amacıyla bilgisayarın başına geçmiş bulunmaktayım. Ben gittiğimde geri dönmem çok uzun sürüyor, biliyorum. :)
Sonu ölüm olacağını bariz bir şekilde kabullendiğimiz erkek karakterden geliyor bu söz. Kendinde olmayan ve söylese bile sözünün ona ulaşamayacağını bildiği, karşısında duran arkadaşına söylüyor şu iki kelimeyi: "eve dönelim." O sahneyi gördüğüm anda aklımda bu cümle üzerine konuşulması, yazılması gereken şeyler olduğu belirdi. Aslında bu cümleyi arkadaşına söyleyen erkek karakterimiz de o an geri dönülecek bir ev olmamasına rağmen geri dönülecek bir 'dönüş yolu' olmadığını biliyor. Buna rağmen, çaresizce 'eve dönelim' diyor. Yapabileceği, düzeltebileceği hiçbir durum olmamasına rağmen yüzde birlik bir orana tutunurcasına, umuda tutunup söylüyor bunu.
"eve dönelim."
Bu cümleyi söyleyen kişi de duyan kişi de içinde bulundukları durumdan bir çıkış yolu olmadığının, ev olsa dahi bir dönüş yolunun artık kalmadığının bilincinde olarak söylüyor bunu. Ama insan ya bu, başı ufacık sıkıştığında dahi eve dönmek isterken buluyor kendini, tıpkı küçük bir çocuğun annesini istemesi gibi. Dışarıdayken yağmura yakalanmış birinin;yağmurdan korunabilmek amacıyla kendini kuytu bir köşeye atması gibi.
"Ev; korunacak bir yer, koruyacak bir yer.
Ev, henüz bilmediğim bir yer.
Tek bir mekanla sınırlandırmadığım bir yer.
Belki koca bir evren içinde bir yıldız, belki küçük bir denizkabuğunun içinde bir kum.
Ev;varacağım yer, olacağım yer, öleceğim yer.
Ev;gizlenmiş parçalarını yavaş yavaş bulduğum ancak henüz birleştiremediğim yer,bilmediğim yer..."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder